27.01.2009

Parodi'yi Yaratıcılık ile Karıştırmak

Valla sözlük tadında bir başlık oldu farkındayım ama; durum tam olarak bu. Öncelikle belirteyim, bu yazıda hiçbir Bedük zarar görmemiştir. Kendisini çok seviyoruz. Moving forth moving back.

"Yazmayayım yazmayayım" diyorum aslında da, yazmayınca da kimse yazmıyor. Şahan Gökbakar'dan beri (2005 deniyor "Dikkat Şahan Çıkabilir"in vizyon tarihine) beni tırmalayan bir mesele bu. Eğri oturup doğru konuşmayı severim biliyorsunuz. Adeta her gün Gözcü alan biriyim. Şahan'ı sevmedim sevemedim. "Recep İvedik 2" ile -fragmanlarından kestirdiğim kadarıyla- beni çok güldüreceğini bilsem de, "Şahan Gökbakar" ismine karşı bir alerjim var. Nasıl derler sizin Esra Erol'la İzdivaç'ta, "Trahtörüm var amma elenktrink alamadım." eet. Şahan Gökbakar'ın yeteneğini yerin dibine sokma niyetlisi değilim. Abartıldığı kadar olmasa da, bir yeteneği olduğu aşikar. Doğaçlama yapmaya cesareti olan insanın, o 10 dakikalık skeçin 5 dakikasını boş boş ekrana bakarak, lafı geveleyerek öldürmesine tahammülüm pek yok. Kandırılmış hissediyorum. Ya da iki espri için bir ağza 10 dakika bakamıyorum diyeyim. Tercih meselesi tabii; "Şahan iyi yeaa..." diyene saygım var.

Şahan Gökbakar iyi bir gözlemci bence. Çünkü "Dikkat Şahan Çıkabilir" ile, Levent Kırca'nın klişeleriyle diri diri mezara gömdüğü "parodi" kültürünü gün ışığına çıkardı. Bunu yaptı. Çuvallara sığmayan paralar kazandığı için tebrik ediyoruz. Sözüm, buna "yaratıcılık" diyen, Gökbakar'ı "yaratıcı" addeden insanlara. Aynı şey değil arkadaşım, kusura bakma. Sen sevdin diye "yaratıcı" olmaz o şey. Abartma kendini o kadar. Flash TV'de Yalçın Abi'nin müthiş programları olmasaydı Dişi Yakarış olmazdı.


Sevgili Bedük'ün olay klibi Automatik. Bir sünnet düğünü ortamında geçiyor. Düğün şarkıcısı Bedük ve araya karışmış saykedelik tipler. Her tarafta son zamanların en yaratıcı işi olarak gösteriliyor.


Üzgünüm, bunun adı "parodi"dir. Sünnet düğünü var olan bir şeydir. Üstüne kattığın abartı ve absürt öğeler onu "parodi" yapar. Yarattığın bir şey yoktur. Dahası kattıkların da yoktan var etmediğin şeylerse, bu gerçekten bir "parodi"dir. Klip gayet güzeldir eet, ama bir "parodi"dir, bir "yaratıcılık" ürünü değildir. Yaratıcılık, abuk "zaman/mekan çaprazlaması" ile olan bir şey değil. Oturursun, düşünürsün, bulursun, bulduğun arak değilse "yaratıcılık" namına bir şey yapmışsın demektir. Bir şey "yaratmışsın" demektir. Var olan şeyleri yamultmamışsın demektir.


Sapla samanı karıştırıp ya da dediğimi anlamayıp çamur yaptığımı sanmayın ha. O yüzden biraz açayım: Çok absürt öğeler kullanılmış ama ısrarla hoş bir şey ortaya çıkmışsa, buna yine de "yaratıcılık" denebilir. Bir "Nasıl akıl etmişler arkadaş..." etkisi yaratması gerekli olur kısacası. Burada ise çok sıradan bir form var. Düğünde dans edilir. Düğün sahiplerinin yöreleri türünde dans edilir. Bedük'ün klibinde de dans ediyorlar. Uygulanırsa tuhaf kaçacak dansları ediyorlar. Bir absürtlük var yani. Fakat dans ediyorlar. Neticede dans ediyorlar. Yeni bir dans türü bile değil ettikleri. Bu yüzden yaratıcı demek zor. İyi bir parodi. Hatta kişisel görüşümü beyan etmem gerekirse, zayıf kalmış bir parodi. Çok daha fazla öğeyle beslenebilirdi.

En kral parodiye en fazla güler geçerim. Öyle dibimi düşürmez. Durup durup izlemek istemem. Hayran kalanı da anlamam. Tamam bunlar paralı olan şeyler değil; keyfe göre hayran da kalınıyor, ayran da içiliyor. Ama, bazı şeyleri ayırt etmek, özellikle yaratıcılığı yüceltmek, değerini bilmek; hem daha iyi ve yaratıcı işlerin ortaya çıkması için, hem parodi yapanların kendilerini yaratıcı sanıp 234239842394 yıl aynı yerde saymamaları için, hem de topyekün bir vizyon terfisi etmek için gerekli. Düşünce alemi o kadar sınırsız ve ücretsiz ki, 5 dakika düşünen birinin aklına dünyanın en yaratıcı fikirlerinin gelmesi yüksek bir ihtimaldir. Nöronunu sallasan fikre geliyor o kafanın içinde. O yüzden, "parodi" ile "yaratıcılık", ayrı şeylerdir.

10 yorum:

kaba şimşek dedi ki...

yıllarca skeçlerin muhteşem tiyatro eserleri olarak addedildiği bir ülkede elbet normal bu, sayın redyohedbengır. bizim ülkemizde hiçbir kavram yerli yerinde kullanılmadı ki bu kullanılsın.

Emre A dedi ki...

görüşüme ortak olduğun için sevindim, sayın kanka.

kaba şimşek dedi ki...

bir de bedük arkadaşın klibini izledim ve şunu söylemek isterim. şayet buna benzer klip yapmak isteyen başka birileri varsa elimdeki düğün videolarını paylaşabilirim. en kötüsü bile bu klipten daha başarılı. sanırım bu klibin yaratıcı ekibi hayatında bir kere bile düğün salonunda bulunmamış insanlardan oluşmuş. yutuptan izledikleri üçbeş videoya kanmışlar.

Riggs dedi ki...

Saniyorum mevzubahis klibin hos addeldilmesine sebep olan sey danstan ziyade; eslik etmesini beklemeyecegimiz tiplerin sarkiya uyan dudak mimikleri, jestleri, 40 yildir bildikleri soyledikleri bir esere katilmis gorunmeleri. Sahsen bu iyi bir fikir. Kendini kaybetmis dugun davetlilerin cilginca dans etmesi, kayserilileri gordukten sonra zaten etkileyici olamazdi. Ama fazlasi yok. Bizim dugun kulturunu bilmeyen avrupali emtivicilerin de ancak tiplere gulecegini tahmin ediyorum zira o gondermeyi algilayamazlar.

Emre A dedi ki...

zaten normalde de şarkıyı biliyorsan eşlik edersin yahu. şarkı absürt dans gibi. o da, şarkı da absürt değil, var olan bi şarkı. yeri normal değil. dans meselesinden hiçbi farkı yok yani.

senaaaaa dedi ki...

bu kaş dansının da hastası oldum

bezendra dedi ki...

bu bedük olayı "crazy dance in kayseri" uyarlamasi deel mi?ben hep öle düşündüüm için bi yaraticilink aramamiştim ziiiira.kopi peyst iş yahu makara kukara..orjini daa komik tabi..hatta baya başarili!

lyotard dedi ki...

kaş dansındaki müzik de nedir ki acaba?!

Emre A dedi ki...

freestyle - don't stop the rock

lyotard dedi ki...

çok teşekkürler! buldum şimdi hatta albümü de! :)
hatta bulduğum singles albümde "it's automatic" diye de bir parça var ki sanki bu post için yazılmış!